Küresel Sistemin By-Pass İhtiyacı

avatar

Küresel sorunların iş birliği ve kapsayıcılık vizyonu çerçevesinde çözüme kavuşturulması amacıyla kurulan uluslararası kuruluşlar, dünyanın karşı karşıya kaldığı sınamalar ve zorluklarla giderek daha işlevsiz hale gelmekte; söz konusu kuruluşlar sorunun kendisi haline dönüşmektedir. Bu çalışmada, uluslararası kuruluşların işlevsizleşmesinden hareketle Dünya Ticaret Örgütü’nün küresel ticaretin büyümeyi ve refahı desteklemekten uzaklaştığı bu dönemdeki güncellenme ihtiyacı ve bununla birlikte küresel ticaretin yeniden inşa edilmesi süreci tartışılmaktadır. 21. yüzyılın son çeyreğinde yaklaşık olarak küresel büyümenin iki katı oranında büyümeyi başaran küresel ticaret 2010’lu yıllar ile birlikte küresel ekonomik aktivitedeki artıştan daha zayıf bir performans sergilemiştir. Ticaret savaşları, salgın, iklim krizi gibi küresel sınamalar ülkelerin daha korumacı bir politika setine sahip olmasına ve küresel ticareti desteklemesi beklenen Dünya Ticaret Örgütü’nün kurumsal aksaklıklarıyla birlikte ticaretin büyüme ve refahı geliştiremeyen bir yapıya bürünmesine sebep olmaktadır. Bu çalışmayla birlikte, önümüzdeki dönemde küresel ticaretin yeniden inşası için başta Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) yeniden yapılandırılması olmak üzere uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi, ticaret engellerinin azaltılması, dijital ticaretin desteklenmesi, sürdürülebilir ticaretin teşviki ve eşitlikçi ticaret politikalarının benimsenmesi gibi politikalar ele alınmış ve Türkiye’nin sahip olduğu konum, üretim ve ihracat yapısı ile bölgesel ve çok taraflı iş birlikleri dikkate alınarak bu dönüşüm sürecinde üstlenebileceği rol değerlendirilmektedir.

İşletmelerde Yeşil Yönetim

avatar

Son yıllarda, ticari işletme faaliyetlerinin çevre üzerinde yarattığı etki, dünyanın çeşitli yerlerinde hükümetlerin, sivil toplumun ve ticari kuruluşların gündeminde önemli bir yer tutmaktadır.

2015 yılında düzenlenen Paris zirvesinde BM tarafından da dikkat çekilen çevreye ve toplulukların sürdürülebilir kalkınmasına yönelik bu endişe ülkeleri mevcut ve gelecek nesiller için insanların yoksulluğunu azaltmanın ve yaşam kalitesini iyileştirmenin yeni yollarını aramaya teşvik etmiştir. Bu düşünce akımının bir sonucu olarak, ticari kuruluş yöneticileri, “yeşil” bir yaklaşım olarak adlandırılan ekosistemi önemseyen sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen bir gündemi teşvik etmeye başlamıştır.

Bu yaklaşım kapsamında sınırlı kaynakların verimli kullanılması ve ekosistemlerin yenilenebilir özelliklerinin korunmasına yönelik çevreye duyarlı yeni bir işletme modeli olarak “yeşil işletme” kavramı ortaya çıkmıştır. Bu kavram işletmelerin çevresel ayak izlerini azaltarak daha sürdürülebilir bir yapıya ulaşmalarını hedeflemektedir.

Bu çalışmada öncelikle yeşil düşünce yaklaşımı ve işletmelerin yeşillenme nedenleri irdelenmiş sonrasında yeşil işletme ve temel unsurları olan üretim, finans, yönetim, insan kaynakları ve pazarlamanın nasıl yeşillenebilecekleri açıklanarak sürdürülebilir işletmeler için “yeşil” olmanın gerekliliği ortaya konmuştur.

Gümrük Risk Yönetimi (CRMS) Çerçevesinde İthalat Kontrol Sistemi (ICS)

avatar

Risk bilgilerinin değişimi ve günümüz ticaret anlayışının yön değiştirmesiyle güncellenen risk parametrelerinin bir ihtiyacı olarak ortaya çıkan Gümrük Risk Yönetim Sistemi aynı zamanda e-ticaretin küresel ticaret üzerinde hacminin artması ve ticaret iş modellerinde meydana getirdiği değişiklikler nedeniyle, gümrükler tarafından denetlenen sevkiyatların hacmi de günden güne katlanarak artmaktadır.
Risk analiz merkezleri arasında bilgilerin hızlı ve kullanımı kolay şekilde doğrudan paylaşılması için güvenlik riskleri, sağlık, çevre, ürün güvenliği ile ilgili güvenlik riskleri, fikri mülkiyet hakları ve nakit kontrolleri dahil finansal ve ticari riskler gibi çok çeşitli olası risklerin kontrolü noktasında ortaya çıkan Gümrük Risk Yönetim Sisteminin gelişmesiyle birlikte ilk defa 15 Mart 2021 tarihinde uygulamaya konulan İthalat Kontrol Sistemi 2 (ICS-2)’nin önemini daha da artırmaktadır.
ICS-2 ile birlikte Gümrük risk analizi ve kontrollerinin, özellikle güvenlik ve güvenlik riskleri, hava kargolarında olabilecek tehlikeli patlayıcılar, narkotikler, tehlikeli sahte ilaçlar, tehlikeli oyuncaklar veya elektronikler, silahlar ve her türlü organize kaçakçılığın önlenmesi gibi birçok konuyu kapsadığı görülmektedir.
Bu çerçevede, Makalemizde ICS-2 sistemini daha iyi anlayabilmek adına, öncelikle Gümrük Risk Yönetim Sistemi (CRMS)’ye değinilerek, ICS-2 olarak belirtilen kavramın ne olduğunu, sonrasında işleyişini ve Ülkemiz açısından durumu incelenmeye çalışılacaktır.

Son Düzenlemeler Işığında Kooperatifçilik Eğitimleri

avatar

Kooperatiflerde yönetim ve denetim kurulu üyelerinin bilgilerini artırmak ve görevlerini daha bilinçli ve profesyonel olarak yerine getirmelerini sağlamak amacıyla, 26 Ekim 2021 tarihinde yürürlüğe giren 7339 sayılı Kanunla, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda bazı düzenlemeler yapılmış ve bu kapsamda çalışma konusu, ortak sayısı ve ciro gibi kıstaslara göre belirlenen kooperatiflerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri ve yedeklerinin, seçilmelerini takiben en geç dokuz ay içinde kooperatifçilik eğitim programını tamamlamaları şartı getirilmiştir. Ticaret Bakanlığınca yetkilendirilmiş eğitim sağlayıcılarca verilmesi öngörülen kooperatifçilik eğitiminin süresi ve konuları ile eğitim sonucunda yapılacak işlemlere ilişkin usul ve esaslar, adı geçen Bakanlıkça çıkarılan Kooperatifçilik Eğitimi Yönetmeliği ile belirlenmiştir. Anılan Yönetmelikte, 7 Şubat 2023 tarihinde önemli değişiklikler yapılmıştır. İşte bu çalışmada, son düzenlemeler ışığında kooperatifçilik eğitimleri detaylı olarak incelenmiştir.

Orta Koridor, Bağlantısallık, Dönüşen Küresel Konnektum ve Gümrük Birliği’nin Modernizasyonu

21. Yüzyılda çevresel konular ve dijitalleşmenin yanında bağlantısallık (connectivity) kavramı da öne çıkmaktadır. Bu yeni kavramlar bireylerden devletlere kadar her aktörün hayatını etkilemekte ve Türkiye’nin yakın ve uzak gelecekte çeşitli platformlarda yürüteceği müzakere stratejilerinde büyük değişikliklere neden olması beklenmektedir. Bu yazıda, dijitalleşme ve karasal uzun mesafe taşımacılık kavramları kapsamında yeniden şekillenen bağlantısallık ve küresel konnektum üzerinden, Türkiye’nin gelecekte hangi stratejik ve yapısal güç unsurlarını inşa edebileceği konusunda düşünce egzersizi yapılmaya çalışılmıştır.

Yayın Kurulundan

Kıymetli okurlarımız,

Yeni elektronik sayısıyla Ticarette Uzman Görüş dergisini bir kez daha siz değerli okurlarımızla buluşturduğumuz için mutlu olduğumuzu söylemek isteriz.

İdari Kayıtlarla Kooperatif İstatistikleri

Bu çalışmada, uluslararası istatistik standartlarına uygun ve diğer ülkelerin istatistikleriyle karşılaştırılabilir kooperatif istatistikleri oluşturmak için idari kayıtların ve dijital bürokratik hizmetlerin kullanımı anlatılmaktadır. Metodolojik olarak idari kayıtların istatistik üretiminde kullanılmasının beraberinde getirdiği genel sorunlara değinildiği gibi spesifik olarak kooperatif istatistikleri üretme arayışımız sırasında karşılaşılan zorluklar, geliştirilen çözümler ve keşfedilen fırsatlar ifade edilmektedir.

Hekim-Hasta İlişkisinin Tüketici İşlemi Kapsamında Değerlendirilmesi ve Avrupa Birliği Bakış Açısı

Bu makale, Türkiye’deki hekim-hasta ilişkisinin tüketici işlemi niteliğine odaklanmaktadır. Özellikle, 2014 yılında yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un hekimlik sözleşmesine getirdiği yeni boyut, bu ilişkiyi tüketici işlemi kavramı kapsamına almaktadır. Avrupa Birliği uygulamalarında, hekim-hasta ilişkilerine yönelik bakış açısı, hizmet sunma özgürlüğü ve tek pazar hedefinden türetilmiş olup hastayı tüketici, hekimi hizmet sağlayıcısı olarak değerlendirmektedir. Makalede, özellikle Türk hukukunda bağımsız çalışan hekim ile hasta ilişkisinin sözleşmesel boyutu hukuki dayanaklarıyla kapsamlı bir şekilde ele alınırken, konuya ilişkin AB perspektifi incelenmektedir. Sonuç olarak, hekim ile hasta ilişkisine tüketici hukuku perspektifinden bakılmasına ilişkin doktrinsel görüşlere yer verilerek konunun avantajlı ve dezavantajlı noktaları irdelenmektedir.

Yapay Zekâ Projelerinin Kurumsal Altyapısı: Hollanda Gümrük İdaresi Üzerine Bir İnceleme

avatar

Bu çalışma, dünyada gümrük alanında iyi uygulama örneklerinden biri olarak bilinen Hollanda Gümrük İdaresi’nin (HGİ) yapay zekâ (YZ) projelerinin kurumsal altyapısını, kurumun X-Ray imajlarında otomatik anomali tespiti pilot projesinden hareketle incelemektedir. Söz konusu inceleme, kamu sektöründe bilgi sistemleri projeleri ile gelen kurumsal değişimi açıklamak için geliştirilen Teknoloji Uygulama Çerçevesi’ni (Technology Enactment Framework) (Fountain, 2001) kuramsal çerçeve olarak kullanmaktadır. Bu kapsamda, HGİ’deki YZ projelerinin tasarım ve uygulama aşamalarını kolaylaştıran politika ve yaklaşımlar, kurumsal yapılar ve personel yönetimi stratejileri gibi konular ele alınmıştır. Çalışmanın temel hedefi, halihazırda oldukça kısıtlı olan kamu sektöründe YZ girişimleri akademik literatürüne katkıda bulunmak ve YZ projelerinin tasarım ve uygulama aşamalarında kamu kurumlarının faydalanabileceği politika önerileri sunabilmektedir.

Ticaret Yollarından Tedarik Zincirlerine Tarihsel Dönüşüm

avatar

Tedarik zincirlerinin evriminin değerlendirildiği bu çalışmada tarihsel ticaret rotalarından günümüzdeki modern yapıya dönüşümü ortaya konmaktadır. Tarihte Coğrafi Keşifler ve Sanayi Devrimi ile birlikte küresel ticarette önce yeni rotaların keşfi, daha sonrasında ise üretim süreçlerindeki mekanizasyon ve standardizasyon tedarik zincirlerinin uluslararası boyutta dönüşümünü ve entegrasyonunu hızlandırmıştır. Günümüze yaklaştığımızda ise Kovid-19 salgınıyla birlikte küresel tedarik zincirlerinin kırılganlığı ve bağımlılığı ortaya çıkmış, salgın sonrasındaki yeni normal süreçte üretimde ve tedarikte yerelleşme eğilimleri, sürdürülebilir biz vizyon ile dijitalleşmenin daha etkin kullanımı dikkat çekmiştir. Çalışmanın tedarik zincirlerinin geleceğine ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı bölümünde ise yapay zekâ, otomasyon ve akıllı uygulamaların dönüşümde daha etkin rol alacağı ve veri analitiğinin tedarik zincirlerindeki öneminin artacağı değerlendirilmektedir. Çalışmanın son bölümünde ise Türkiye’nin söz konusu dönüşüm sürecindeki yeri ve önemine değinilerek teknolojiye odaklı yatırım vizyonu, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm unsurları, lojistik altyapının güçlendirilmesi ve sürdürülebilir odaklı politikaların benimsenmesinin Türkiye’nin tedarik zincirlerindeki entegrasyonunu güçlendireceği değerlendirilmektedir.

AB Yeşil Mutabakatı (CBAM), Karbon Vergisi ve Gümrük İşlemleri

avatar

Küresel ticaret sistemi, başarılı ve istikrarlı çalışmaları sayesinde büyümüş ve çalışma alanları çeşitlenmiş büyük bir aileye benzemektedir. Bu aile, kendi başarısı ve içinde bulunduğu koşulların hızlı bir şekilde değişmesi nedenleriyle daha büyük ve daha işlevsel bir eve ihtiyaç duymakta ve mevcut evini de kapsayacak şekilde yeni bir ev inşa etme planları yapmaktadır. Bu planların önemli bir kısmının fikirsel hazırlık aşaması tamamlanmış olup, Şubat 2023’de yayımlanan Avrupa Birliği CBAM Tüzüğü, bu evin inşasında ilk kazmanın vurulması olarak değerlendirilebilir. Küresel ticaret sisteminde önümüzdeki yıllarda yaşanması beklenen köklü değişiklikleri aktarmak için bir makale yeterli olmayacaktır, ancak CBAM Tüzüğünün ve CBAM sertifika bedelinin (karbon vergisinin) detaylı bir anlatımı, gelişmelerin hangi yönde devam edeceğinin anlaşılması açısından katkı sağlayacaktır.

Türkiye’nin Lojistik Potansiyelinin Türkiye Irak Mikro İhracat Özelinde Swot Analizi

avatar

Türkiye’nin lojistik potansiyelinin mikro ihracat kapsamında sınır ülkelerinde oluşan e-ticaret pazarı içerisine hızlı bir şekilde ulaştırmasının ihracat hedeflerimize katkısının oldukça önemli bir yeri vardır.
Ülkemiz ticareti açısından gün geçtikçe gelişmekte olan mikro ihracat kavramının lojistik altyapımız ile birlikte ülkemizin ekonomisine katkısı günümüz ticaret anlayışının özellikle pandemi sonrası e-ticaret üzerine kaymasından dolayı gittikçe önem kazandığını söyleyebiliriz.
2022 yılı sonu itibariyle Türkiye’nin ülkelere göre yıllık ihracatının toplam içindeki paylarını incelediğimiz de ilk sırada %8,3 oran ile Almanya, ikinci sırada %6,6 ABD, üçüncü sırada ise %5,4 Irak olduğu TÜİK verilerinden anlaşılmaktadır.
En çok ihracat yaptığımız ülke sıralamasında 3.sırada yer alan Irak jeopolitik konum olarak Türkiye’nin güneyinde bir Ortadoğu ülkesidir. Irak’ın hem Türkiye’nin ihracatı için oldukça önemli bir yere sahip olması hem de Lojistik potansiyelimizin güçlü olduğu bir konumda olmasından dolayı makalemizde Türkiye’nin Irak’a ihracatı veriler ışığında incelenmiş, Mikro ihracat kapsamında Irak’a yapılacak İhracatın SWOT analizi yöntemiyle güçlü ve zayıf yönleri belirlenmiş, gelecekteki fırsat ve tehditler ortaya konulmuştur.

İhracat Vizyonumuzda En Uzak Rota: Avustralya

Yaklaşık 15 bin kilometre uzaklık, 8 saat zaman farkı ve Güney Yarımküre’de konumlanması sebebiyle Türkiye’ye dünya üzerinde belki de en uzak rotalardan biri olan Avustralya kültürel, ticari ve siyasal ilişkilerimiz bağlamında aslında bu mesafeden çok daha yakın kabul edilebilir. 2022 yılı verilerine göre iki ülke arasındaki toplam dış ticaret hacmi 2 milyar Doları geçmiştir. Ülkemiz ile Avustralya arasındaki ticari çerçevede demir-çelik ürünleri, inşaat malzemeleri, kuru meyveler ve hazır giyim-tekstil gibi öne çıkan ve ihracatta potansiyel taşıyan farklı alanlar mevcuttur. Bununla birlikte, geçmişten gelen ve iki ülke arasında yadsınamayacak bir bağ oluşturan I. Dünya Savaşı koşulları uzun soluklu ikili ilişkilerin başlangıcı ve filizlenmesine de ön ayak olmuştur. Cumhuriyetimizin 100. Yılında son beş yılın en yüksek oranı yakalanmış olup elbette istenilen düzeye henüz ulaşılmamıştır. Bu bağlamda Ticaret Bakanlığı’nın girişimleri ile başlatılan Uzak Ülkeler Stratejisi geniş açılımlara imza atarak ticari diplomaside farklı kapıların aralanmasını sağlayan çok paydaşlı bir eylem planını ihtiva etmektedir. Bu çalışmada Türkiye-Avustralya kültürel ve tarihsel ilişkileri bağlamında iki ülke arasındaki dış ticaretin genel fotoğrafı çekilerek ticari diplomasi fırsatlarına değinilecek olup orta ve uzun vadede ne tür girişimlerde bulunulabileceği tartışılacaktır.

Yayın Kurulundan

Değerli okuyucularımız,

Yeni elektronik sayısıyla Ticarette Uzman Görüş dergisini bir kez daha sizlerle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.

6 Şubat Depremleri İle Oluşan Zararlar Kapsamında Tüketici Hakem Heyetlerine Başvurulması

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde sırasıyla 7,8 ve 7,7 büyüklüğünde oluşan şiddetli depremler Doğu Anadolu Fay Hattı üzerindeki 11 ilde büyük can ve mal kaybına yol açmıştır.

08.02.2023 tarihli ve 32098 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6785 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde 08.02.2023 Çarşamba günü saat 01.00’den itibaren üç ay süreyle olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmesine karar verilmiştir. OHAL ilanı sonrasında, 120 sıra sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin “Yargı alanında alınan tedbirler” başlıklı 2’nci maddesine göre; başvuru, şikayet, itiraz, dava açma, ihtar, bildirim, ibraz, zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler, zorunlu idari başvuru süreleri gibi bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin süreler durdurulmuştur.

Oluşan tüm hasar segmentleri açısından tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılıp yapılamayacağı işbu makalede irdelenmeye çalışılmıştır.