ÖZET

24/3/2022 tarihli ve 7392 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un bazı hükümlerinde düzenlemeler yapılmıştır. 1/4/2022 tarihli ve 31796 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hükümlerden “tüketici hakem heyetlerine” ilişkin hükümlerin yürürlük tarihi 1/10/2022 tarihi olarak belirlenmiştir.

Bu kapsamda diğer alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına nazaran; tüketici uyuşmazlıklarının adil, hızlı, basit ve en düşük kaynakla çözümü için kolay ulaşılabilir yargı dışı karar merci olarak kurulan tüketici hakem heyetlerinde etkinlik ve verimliliği artıracak ve daha fazla tüketici işlemini kapsayacak düzenlemeler yapılmıştır. Nitekim bu düzenlemelerden en önemlisi şüphesiz; il ve ilçe tüketici hakem heyetleri arasındaki görev sınırını belirleyen parasal sınırın ortadan kaldırılması ve tek bir parasal limitin belirlenmiş olmasıdır.

Hayata geçirilen düzenlemelere ek olarak, tüketici hakem heyetlerine elektronik ortamda başvuru yapılırken ve de tüketici hakem heyetleri tarafından iş ve işlemlerin yürütülürken kullanılan Tüketici Bilgi Sisteminin (TÜBİS) kamu kaynaklarının daha etkin kullanımı amacıyla diğer kurumların alt yapısı ile entegrasyonu güçlendirilerek teknik altyapısı iyileştirilmiş, aynı zamanda tüketici hakem heyetlerinin kurumsal alt yapısının da ele alınarak yenilenme yolunda adımlar atıldığı görülmüştür.

Diğer taraftan 6502 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ile sistemsel geliştirmelerin Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğine aktarılması ve uygulamada karşılaşılan sorunların çözümü amaçlarıyla 27/11/2014 tarihli ve 29188 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği yerine yeni bir Yönetmelik hazırlanmış ve yeni Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği 21/9/2022 tarihinde yayımlanarak, 6502 sayılı Kanun’da getirilen düzenlemelerle eş zamanlı olarak 1/10/2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Anahtar Kelimeler: Tüketici, Tüketici Hakem Heyeti, Mevzuat Değişikliği, Kanun, Yönetmelik

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİ

Tüketici Hakem Heyetleri ilk kez 8 Eylül 1995 tarihinde (mülga) 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile “Tüketici Sorunları Hakem Heyeti” adı altında kurulmuş ve yargı dışı kendine özgü karma nitelikli bir alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olarak geçmişten günümüze yaklaşık 27 yıldır varlığını sürdüren bir kurumdur. Anayasa Mahkemesi 31.05.2007 tarih ve E.2007/53. K.2007/61 sayılı kararında tüketici hakem heyetlerinin mahkeme niteliğinde olmadığını belirtmiş ise de hukuki niteliği ve yapısal özelliği bakımından bir açıklamaya yer vermemiştir. Nitekim doktrinde tüketici hakem heyetlerinin yapısı bir nevi “mecburi tahkim/zorunlu tahkim” olarak değerlendirilmiştir.[1]

Mülga 4077 sayılı Kanun’un ilk halinde tüketici hakem heyetleri daha pasif bir yapıya sahipti. Sadece tüketiciler ile satıcılar arasındaki uyuşmazlıkları çözmek amacıyla kurulmuştu ve yalnızca delil niteliğinde karar verilebiliyordu.[2] Bu delil ise kesin delil değil takdiri delil kategorisinde yer almaktaydı.[3] Buradan yola çıkarak hakim ve taraflar açısından bağlayıcı olmayacağı açıktı. 6502 Sayılı Kanun’da ise “tüketici işlemleri ve tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek” uyuşmazlıkları inceleyebilmekte ve tarafları bağlayıcı nitelikte karar alabilmektedir.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun doğrultusunda tüketicilerin ekonomik çıkarlarını koruyucu tedbirleri almak ve bu hususta gerekli düzenlemeleri yapmak üzere; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla tüketici hakem heyetleri oluşturma görevi Ticaret Bakanlığı’na verilmiştir.

1995 yılından beri faaliyetlerine devam eden tüketici hakem heyetleri bu 27 yıllık sürecin uzun bir kısmı sonunda tüketici hakem heyeti sayısı 1011 adede kadar ulaşmış, ancak gelinen noktada yapılan ihtiyaç değerlendirmesi ve elektronik ortamdaki başvuruların artması (tüm başvuruların yaklaşık %60’ı) sonucunda, 1/8/2018 tarihinden geçerli olmak üzere 211 adet tüketici hakem heyeti oluşturulmasının yeterli olacağına kanaat getirilmiş ve tüketici hakem heyeti oluşturulmayan tüm ilçelerde, Kaymakamlıklarda bulunan irtibat personeli aracılığıyla tüketicilerin başvurularının alınmasına imkan sağlanmıştır.

Son 5 yılda tüketici hakem heyetlerine yapılan başvuru sayıları incelendiğinde;

2018 yılında 561.576,

2019 yılında 547.235,

2020 yılında 594.270,

2021 yılında 538.090,

2022 yılında 1 Ocak’tan 5 Ekim’e kadar ise yaklaşık 459.056[4]

adet başvuru yapılmıştır. Yapılan başvuruların neredeyse %95’inin 5.000 TL altında kalması ve heyetlerin iş yükünü fazla zorlamayacağına ilişkin yapılan ön değerlendirmeyle; enflasyonist ortamdaki piyasa fiyatlarının kabarık görünümü sebebiyle tüketici hakem heyetinin muhatap olduğu mevcut ürün gruplarını koruyabilmek adına başvuru parasal sınırında her yıl yapılan yeniden değerleme oranındaki artıştan önce, yasal değişiklikle, yaklaşık %100’lük bir oranda artırıma gidilmiştir.

2022 yılı itibariyle ilçe tüketici hakem heyetleri 10.280 TL’ye kadar, il tüketici hakem heyetleri ise 15.430 TL’ye kadar olan uyuşmazlıklarda tarafları bağlayıcı nitelikte karar vermekte iken 1/10/2022 tarihinden itibaren il ve ilçe tüketici hakem heyetlerinin görev sınırını belirleyen parasal sınırlar ortadan kaldırılmış, tüketici hakem heyetlerinin görev sınırı 30.000 TL’ye çıkarılmıştır. Buna göre 29.999 TL tutarındaki uyuşmazlık için tüketici hakem heyetlerine başvurulması zorunlu iken, 30.000 TL tutarındaki başvuru için tüketici mahkemelerine başvurulmalıdır.

Başvuruların masrafsız olması ve herhangi bir yargılama gideri ya da harç alınmaması tüketici hakem heyetlerine başvuruyu cazip hale getirmektedir. Nitekim Avrupa Birliği 2013/11 Sayılı Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Direktifinin ikinci bölümünde yer alan “Etkililik” başlığı altında düzenlenen 8/c maddesinde; “AUÇ prosedürünün tüketiciler için ücretsiz ya da sembolik bir ücret karşılığında” olması gerektiği ifade edilmiştir.[5]

6502 sayılı Kanun’un “Tüketici mahkemeleri” başlıklı 73 üncü maddesinde;“…(2)Tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık, tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davalar 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaftır.” hükmü yer almaktadır. Anlaşılan odur ki tüketici hakem heyeti kararlarına itiraz eden “ticari veya mesleki amaçla hareket eden” taraf ise yani satıcı veya sağlayıcı (Kanundaki diğer tanımları kapsadığını varsayarak imalatçı, ithalatçı vs…) ise ilgili harçları ödeyecektir. Ancak, tüketici hakem heyeti kararına tüketici mahkemesinde itiraz eden hangi taraf olursa olsun davacı tarafından dava açılırken “gider avansı” yatırılması gerekmektedir.

TÜKETİCİ MAHKEMELERİ VE ARABULUCULUK KURUMU PERSPEKTİFİNDEN

Ülkemizde tüketici hakem heyetlerinin oluşturulmasının başlıca amacı; mahkemelere başvurmaktan çeşitli nedenlerle çekinen tüketicilerin, haklarına, özellikle değeri düşük uyuşmazlıklar bakımından hızlı, basit, masrafsız bir yoldan ulaşmalarını sağlamaktır.[6]

Bir o kadar önemli amaçlardan biri de yargının iş yükünü azaltmaktır. Keza bu amaçla; 22/7/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 59 uncu maddesi ile 6502 sayılı Kanun’un 73/A maddesi olarak “Dava şartı olarak arabuluculuk” mekanizması getirilmiş ve doğrudan tüketici mahkemelerine açılacak davalardan önce tüketici uyuşmazlıklarında arabuluculuk yoluna başvurmak dava şartı olarak kabul edilmiştir.[7] Dava şartı arabuluculuk, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması ve arabuluculuk sürecinin tamamlanmış olmasının, zorunlu olması anlamındadır. İş ve ticari uyuşmazlıklardan sonra tüketici uyuşmazlıklarında da dava yoluna gidilmeden önce arabuluculuk sürecinin işletilmesi ve bu süreçte taraflar arasında anlaşma sağlanamaması halinde yargı yoluna gidilmesi öngörülmüştür. Dava açıldığı esnada arabuluculuk yolunun tüketilmemiş olduğunun anlaşılması halinde açılan dava “dava şartı yokluğundan” yani “usulden” reddedilecektir.

Nitekim T.C. Adalet Bakanlığı tarafından oluşturulan “2021 yılı Adalet İstatistikleri” başlıklı yıllık Raporda; tüketici mahkemelerinde meydana gelen dava sayılarındaki azalışın sebebi, 31/12/2017 tarihli ve 30287 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 68 inci ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 6 ncı maddelerinde yer alan parasal sınırların artırılmasına ilişkin tebliğ ile parasal sınırların yeniden düzenlenmesi[8] olarak ifade edilmiştir.

Anılan İstatistikte; 2021 yılı içerisinde, tüketici hakem heyeti kararına yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesine gelen dosyalar ile parasal limiti aşması sebebiyle doğrudan tüketici mahkemesine yapılan itiraz sayısı “Gelen Dava” başlığı altında 69.963 olarak ifade edilmiştir. Tüketici Mahkemelerinde 2021 yılında toplam 148.036 dava bulunmakta olup, 74.659’u geçen yıldan devredilmiştir. Karara bağlanan dava sayısı ise 78.141’dir.

Yine anılan Rapora göre; 2021 yılında tüketici mahkemelerinde; satıcı tarafından açılan tüketici davalarının sayısı 25.661 iken, tüketici tarafından açılan davaların sayısı 45.255’dir. Tüketiciler tarafından açılan davaların yaklaşık %15’i, satıcılar tarafından açılan davaların ise yaklaşık %36’sı sübut bulmadığı (ispatlanamadığı)  için reddedilmiştir. Anılan Raporda sayısal olarak devirlerde oluşan tutarsızlıkların, adli sistemde yapılan geriye dönük veri güncellemelerinden kaynaklandığı ifade edilmiş ise de genel olarak bir değerlendirme yapılmasına elverişli veriler barındırmaktadır.

Tüketici hakem heyetlerine 2021 yılında yoğun bir şekilde başvuru yapıldığı görülmektedir. Yerine getirdiği önemli hizmetler nedeniyle tüketici haklarının korunması konusunda lokomotif görevi üstlenmiş olan tüketici hakem heyetlerine 2021 yılında toplam 537.479 adet başvuru yapılmış olup, bir önceki yıldan devreden başvurular dahil toplamda 630.852 adet karar verilmiştir. Tüketici hakem heyetleri tarafından 2021 yılında görülen uyuşmazlıkların yaklaşık %52’si tüketiciler lehine sonuçlanmıştır.[9]

Bilindiği üzere İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Adana, Denizli, Bursa, Eskişehir, Kocaeli, Sakarya, Konya, Mersin, Kayseri, Samsun, Çorum, Trabzon, Malatya, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır[10] olmak üzere toplam 20 ilimizde ihtisas mahkemesi olan “Tüketici Mahkemesi” kurulmuş olup, bunların dışında kalan illerimizde Asliye Hukuk Mahkemesi “tüketici mahkemesi sıfatıyla” davalara bakmaktadır. 2021 yılında “Tüketici Mahkemesinde Açılan Dava Sayısı” ile “Asliye Hukukta Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla Açılan Dava Sayısı” toplamı 99.115 olup, bunların 18.737 tanesi satıcının hakem kurulu kararına itirazı, 9.115 tanesi ise tüketicinin hakem kurulu kararına itirazı iledir.

Bunlara ek olarak Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın Tüketici Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk İstatistikleri (28.07.2020 – 04.05.2022) başlıklı Raporunda ise; Türkiye geneli 2020 yılının Temmuz ayından itibaren Tüketici Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk uygulamasına ilişkin; arabulucu görevlendirilmesi yapılan dosya sayısının 150.297 adet olduğu, gelen tutanaklardan karara bağlanan dosyaların %52’sinde (69.820 adet) anlaşma ile sonlandığı, %48’inde (63.339 adet) ise anlaşmama olarak sonlandığı ifade edilmiştir.[11] Yaklaşık 2 yıllık süreçte 150 bin küsur dosya arabuluculuk sürecinde görüşülmüşken, aynı dönemde 1 milyondan fazla başvuru çok daha az personel ile tüketici hakem heyetlerinde çözüme bağlanmıştır.

GETİRİLEN YENİ DÜZENLEMELER

6502 sayılı Kanun’un 1 Ekim 2022 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren tüketici hakem heyetlerine ilişkin hükümleri ve yine anılan Kanun’la eş zamanlı olarak yürürlüğe giren yeni Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği’nde yer alan düzenlemeler kapsamında; tüketicilerin tüketici hakem heyetlerinde yargı öncesi hak arama yolları genişletilmiş ve kolaylaştırılmıştır. Yeni Yönetmelik ile tüketici hakem heyetlerinde başvuruların alınması, incelenmesi, toplantı yapılması, karara bağlanması ve karar sonrası yapılması gereken işlemler ile ilgili süreçlere ilişkin yeni düzenlemeler yapılmıştır.

Yapılan yeni düzenlemeler aşağıdaki şekilde özetlenebilir;

  • Başvuru parasal limiti 15.430 TL’den 30.000 Türk Lirasına yükseltilmiştir. Bu sayede tek bir parasal sınır bulunması sebebiyle görev konusunda tüketiciler açısından hangi heyete başvuracağı noktasında karmaşa yaşanmaması amaçlanmıştır. Buna göre 29.999 TL tutarındaki uyuşmazlık için tüketici hakem heyetlerine başvurulması zorunlu iken, 30.000 TL tutarındaki uyuşmazlık için tüketici mahkemelerine başvurulmalıdır.
  • 6502 sayılı Kanun’un 66 ncı, 68 inci ve 73 üncü maddeleri gereğince tüketici hakem heyetlerine yapılan başvurular ile mahkemelerde açılmış olan davalar için söz konusu başvuruların yapıldığı ve davaların açıldığı tarihte yürürlükte bulunan görev ve yetkiye ilişkin hükümler uygulanır. Buna göre örneğin 20.09.2022 tarihinde 17.000 TL’lik uyuşmazlık için tüketici mahkemesine doğrudan dava açıldığında, 01.10.2022 tarihinde tüketici mahkemesi “görevsizlik” kararı vermeyecek, davaya bakmaya devam edecektir.
  • İl ve İlçe parasal sınır ayrımı kaldırılmıştır. Dolayısıyla tüketicilerin, tercihlerine bağlı olarak başvuru yapabilecekleri yetki çevreleri genişletilmiştir. Tüketici; yerleşim yeri il veya ilçe THH’si ya da işlemin yapıldığı yer il veya ilçe THH’sinden dilediğine başvurabilecektir.
  • Tüketici hakem heyetinin bulunmaması durumunda yetkili tüketici hakem heyetine iletilmek üzere (irtibat personeli aracılığıyla) o yer kaymakamlıklarına başvuru yapılmaktadır.
  • Tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine ilaveten tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde itiraz edilebileceği kaleme alınmıştır.
  • Başvuruların geçerli olabilmesi için başvuru formunun (ya da dilekçenin) eksiksiz ve tutarlı olarak doldurulması gerekmektedir. Dolayısıyla başvuru esnasında zorunlu bilgiler artırılmıştır.
  • Tüketici hakem heyetlerinin hangi hukuki durumlarda (konusuz kalma, derdestlik, kesinleşen karar veya kesin hükmün varlığı gibi) ne karar vereceği konusu netleştirilmiştir.
  • Savunma hakkının kullanılması konusundaki “tüketici uyuşmazlığı konusuna ilişkin her türlü bilgi ve belge taraflardan istenir” hükmü “emredici” nitelikte kaleme alınmış ve takdire bağlılığı ortadan kaldırılmıştır.
  • Tüketici hakem heyetlerinin kurumsal alt yapısı iyileştirilmiş, bu doğrultuda heyete üye olabilmenin koşulları yeniden düzenlenmiştir (lisans mezunu üye bulunamadığı takdirde en az lise mezunu olma şartı getirilmiş ve üyelerin mazeretsiz olarak 4 toplantıya katılmama durumu iki toplantıya düşürülmüştür)
  • Tüketici hakem heyetlerinin teknik alt yapısı iyileştirilmiş, bu doğrultuda elektronik ortamda yazışma ve tebligat sistemleri güçlendirilmiştir (TÜBİS, UYAP, KATP, KETSİS, UETS) Ancak halen avukatların kullandığı UYAP altyapısında vekalet ile tüketici hakem heyetine müvekkili adına başvuru yapabilmesine imkan bulunmamaktadır.Tüketici hakem heyeti tarafından tebliği gereken evrakın taraflara veya vekillerine 213 sayılı Kanunun 107/A maddesi hükümlerine göre elektronik ortamda tebliği yapılmakta, bu kapsamda elektronik ortamda tebligat yapılamadığı durumlarda 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.
  • Raportör kadrolarının artırılmasına ağırlık verilmiştir. Tüketici hakem heyetlerinde hali hazırda bulunan kadrolu raportörlere son dönemde alınan raportörler de eklenince yaklaşık 500 adet kadrolu raportör mevcut olup, alımlar daha çok hukuk ve adalet meslek yüksek okulu kökenli kişiler arasından tercih edilerek sürece katkı sağlamaları hedeflenmiştir.
  • Başvuruda bulunması gereken zorunlu bilgilerde eksiklik ya da tutarsızlık bulunması durumunda, tüketici hakem heyeti tarafından başvurular hakkında ret kararı verilmeden önce yedi gün süre verilmek suretiyle başvuru sahibinden ek bilgi veya belge istenmesi zorunluluğu getirilerek tüketicilere, tüketici hakem heyetinden faydalanabilmeleri adına ikinci bir şans tanınmıştır. Aksi takdirde tüketiciler verilen bu ret kararına karşı sadece mahkemeye itiraz yolunu kullanabileceklerdir.
  • Taraflardan her biri, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde, ilk başvurusunda yer alan talepleriyle ilgili olarak tüketici hakem heyetince karar verilmeyen hususlarda, kararın tamamlanmasını isteyebileceği yönündeki “Tamamlama Kararı” kurumuyla yargı öncesi çözüm olanakları artırılmıştır. Nitekim benzer şekilde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305/A maddesinde “Hükmün tamamlanması” olarak yer alan hükümden esinlenen Yönetmelik maddesinin yürürlük tarihi 1/1/2023 olarak belirlenmiştir. Bu hüküm ile amaçlanan tüketici hakem heyetlerinin tüketicinin taleplerinden; “görevi kapsamındaki” ve “hukuken değerlendirilebilir nitelikteki” her birini değerlendirerek karara çıkması, unutulan veya değerlendirilmeyen taleplerle ilgili olarak tüketicilerin karara itiraz yoluyla mahkemeye gitmek zorunda kalmamaları hedeflenmiştir.
  • Mevcut olduğu halde tüketici hakem heyetine sunulmayan bilgi veya belgenin itiraz aşamasında tüketici mahkemesine sunulması nedeniyle kararın iptali halinde tüketici aleyhine yargılama giderine ve vekâlet ücretine hükmedilemeyecektir. Söz konusu hüküm tüketici mahkemesi hakimleri tarafından uygulamada esas alınan hususlardan olması sebebiyle yapılan düzenlemelerle yasalaşmış ve tüketici hakem heyetlerinde yapılan incelemeler esnasında bilerek bilgi veya belge sunmayan sorumluların yargılama giderlerine katlanması öngörülmüştür.
  • Mağduriyetlerin daha hızlı çözümlenmesi adına tüketici hakem heyetlerinin karar alma süresi kısaltılarak tüketici hakem heyetlerinin toplam inceleme süresi hızlandırılmıştır. Önceki mevzuat döneminde 6 AY (inceleme süresi) + 6 AY (ilave süre) yerine yeni Yönetmelik’te 6 AY (inceleme süresi) +3 AY (ilave süre) olarak benimsenmiştir.
  • Tebligat ve bilirkişi ücretlerinin tahsiliyle ilgili yeni düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre söz konusu ücretler; tüketici aleyhine karar verilmesi halinde Bakanlıkça karşılanırken kararın tüketici lehine sonuçlanması durumunda, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde karşı tarafça ilgili vergi dairesi müdürlüğüne ödenir. Uyuşmazlığın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi durumunda ise, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde feragat veya kabul beyanında bulunan tarafça ilgili vergi dairesi müdürlüğüne ödenir. Bu noktada uyuşmazlığın konusuz kalmasına tüketici sebep olduysa bu ücretler yine Bakanlıkça karşılanacaktır. Tamamlama ve düzeltme kararlarına ilişkin yazışmalara ilişkin tebligatlar ise yine Bakanlık tarafından karşılanır.

Tablo 1: Tüketici Hakem Heyetleri Başvuru, Karar ve Süreleri

SONUÇ

Tüketici hakem heyetlerinin iş ve işlemlerine ilişkin olarak yapılan değerlendirmeler neticesinde; heyetler arasında farklı uygulamaların görülmesi, yapılan başvuruların dengeli dağılmaması, görevlendirilen raportörlerin sık sık değişmesi nedeniyle raportörlerin yeterince etkin olamaması, heyetlerin ortalama karar sürelerinde artış yaşanması, aynı uyuşmazlığa ilişkin verilen kararlarda yeknesaklık olmaması gibi daha sayılabilecek birçok sebepten ötürü 211 tüketici hakem heyetinin dağılım ve teşkilat yapısının gözden geçirilerek günün gelişen ve değişen şartlarına uygun bir şekilde yeniden yapılandırılması ihtiyaç ve gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Söz konusu yapılandırma tüketici hakem heyetlerinin yetki çevrelerini değiştirmeye/kaydırmaya/ birleştirmeye yönelik olabileceği gibi heyetlerin farklı konularda ihtisaslaşması veya ürün grupları bazında heyetler arasında dağılıma gidilmesi gibi çözümler de tüketici hakem heyetlerinin etkinliğinin artırılması ile hizmetin kalitesi ve devamlılığı açısından değerlendirilebilecek farklı yapılandırma yöntemlerinden bazılarıdır.

Diğer taraftan 27 yıllık geçmişi olan tüketici hakem heyetleri ile 2,5 yıllık geçmişe sahip olan tüketici uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk kurumu birbiriyle yarışacak nitelikte alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olmayıp, birlikte mahkemelerin iş yükü hafifletmenin yanı sıra tüketicileri ve satıcı/sağlayıcıları uzun soluklu bir mahkeme maratonundan da kurtaracak şekilde ortak hareketle sürece katkı sağlamalıdır. Keza ülkemizde tüketici uyuşmazlıklarına ilişkin olarak yer alan diğer alternatif uyuşmazlık yollarının başvuru ağırlığı terazinin bir kefesine konsa diğer kefede tüketici hakem heyetlerinin ağırlığı yadsınamaz derecede baskın gelecektir.

Bir diğer taraftan 1/10/2022 tarihinden itibaren 30.000 TL’ye yükseltilen başvuru parasal sınırının, 1/1/2023 tarihinden itibaren geçerli olacak yeni değerinin belirlenebilmesine esas alınacak veriler 3 Kasım 2022 tarihinde TÜİK tarafından açıklanmış[12] ve buna göre 2023 yılı vergi, harç ve cezalara uygulanmak üzere 2022 yılına ilişkin yeniden değerleme oranına esas olan veri % 122,93 oranında artış olarak gerçekleşmiştir. Buna göre Cumhurbaşkanı, Vergi Usul Kanunu kaynaklı %50 artırma veya %50 azaltma yetkisini kullanmazsa yeni yılda tüketici hakem heyetlerine zorunlu olarak başvuru parasal sınırının en az 66.000 TL olması beklenmektedir. %50 azaltma yetkisini kullandığı varsayılır ise tüketici hakem heyetlerine başvuru sınırının en az 48.000 TL civarında olacağı değerlendirilmektedir.

Başvuru parasal sınırının 15.430 TL’den 30.000 TL’ye artırılması ilçe tüketici hakem heyetlerine yapılan başvuru sayısını kritik düzeyde etkilememiş, ancak bazı büyükşehir il tüketici hakem heyetlerine yapılan başvurular 4-5 katına ulaşmıştır.[13] Tüketici tercihlerinin il tüketici hakem heyetlerine kaymasına ilişkin sebepler ile söz konusu başvuru parasal sınırının yeni yıldan itibaren 48.000-66.000 TL bandına yükselmesi neticesinde il tüketici hakem heyetlerinde meydana gelebilecek kapasite sorunu ve öngörülemeyen diğer tüm açmazlar uzun vadede değerlendirilebilecektir.

KAYNAKÇA

[1] TUTUMLU, M. Akif, Türk Hukuk Sisteminde Tüketici Hakem Heyetleri, (Ocak 2019), Seçkin Yayınevi

[2] Prof. Dr. ZEVKLİLER, Aydın, (Kasım 2016), Tüketicinin Korunması Hukuku, Seçkin Yayıncılık

[3] TUTUMLU, M. Akif, Türk Hukuk Sisteminde Tüketici Hakem Heyetleri, (Ocak 2019), Seçkin Yayınevi

[4] SAYALGI, Tuğba Hazal, Son Değişikliklerle 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği Sunumu, Türkiye Barolar Birliği Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Uygulamaya Etkileri Sempozyumu, https://www.barobirlik.org.tr/Haberler/tuketicinin-korunmasi-hakkinda-kanunda-yapilan-degisiklikler-ve-uygulamaya-etkileri-sempozyumu-83075#, 08/10/2022

[5] (E-kaynak: https://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2013:165:0063:0079:EN:PDF , 14/11/2022)

[6] Prof. Dr. ÇABRİ, Sezai, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Şerhi (2021), Adalet Yayınevi, s.1133

[7] (E-kaynak: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/07/20200728-14.htm , 14/11/2022)

[8] (E-kaynak: https://adlisicil.adalet.gov.tr/Resimler/SayfaDokuman/9092022143819adalet_ist-2021.pdf ,14/11/2022)

[9] (E-kaynak: https://tuketici.ticaret.gov.tr/haberler/tuketici-hakem-heyetlerinin-2021-yili-istatistiklerine-iliskin-basin-duyurusu, 14/11/2022)

[10] (E-kaynak: https://adlisicil.adalet.gov.tr/Resimler/SayfaDokuman/9092022143819adalet_ist-2021.pdf,14/11/2022)

[11] (E-kaynak: https://adb.adalet.gov.tr/Resimler/SayfaDokuman/9052022162408t%C3%BCketici%20%2004.05.2022.pdf, 14/11/2022)

[12](E-kaynak:  https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Yurt-Ici-Uretici-Fiyat-Endeksi-Ekim-2022-45859, 14/11/2022)

[13] UZUNOĞLAN, Bayram, Türkiye Barolar Birliği Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Uygulamaya Etkileri Sempozyumu, https://www.barobirlik.org.tr/Haberler/tuketicinin-korunmasi-hakkinda-kanunda-yapilan-degisiklikler-ve-uygulamaya-etkileri-sempozyumu-83075#, 08/10/2022