Kıymetli okurlarımız,
Yeni elektronik sayısıyla Ticarette Uzman Görüş dergisini bir kez daha siz değerli okurlarımızla buluşturduğumuz için mutlu olduğumuzu söylemek isteriz.
Yeni Batı Mah. Palandöken Cad. No: 92 Yenimahalle/ANKARA
Kıymetli okurlarımız,
Yeni elektronik sayısıyla Ticarette Uzman Görüş dergisini bir kez daha siz değerli okurlarımızla buluşturduğumuz için mutlu olduğumuzu söylemek isteriz.
Bu çalışmada, uluslararası istatistik standartlarına uygun ve diğer ülkelerin istatistikleriyle karşılaştırılabilir kooperatif istatistikleri oluşturmak için idari kayıtların ve dijital bürokratik hizmetlerin kullanımı anlatılmaktadır. Metodolojik olarak idari kayıtların istatistik üretiminde kullanılmasının beraberinde getirdiği genel sorunlara değinildiği gibi spesifik olarak kooperatif istatistikleri üretme arayışımız sırasında karşılaşılan zorluklar, geliştirilen çözümler ve keşfedilen fırsatlar ifade edilmektedir.
Bu makale, Türkiye’deki hekim-hasta ilişkisinin tüketici işlemi niteliğine odaklanmaktadır. Özellikle, 2014 yılında yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un hekimlik sözleşmesine getirdiği yeni boyut, bu ilişkiyi tüketici işlemi kavramı kapsamına almaktadır. Avrupa Birliği uygulamalarında, hekim-hasta ilişkilerine yönelik bakış açısı, hizmet sunma özgürlüğü ve tek pazar hedefinden türetilmiş olup hastayı tüketici, hekimi hizmet sağlayıcısı olarak değerlendirmektedir. Makalede, özellikle Türk hukukunda bağımsız çalışan hekim ile hasta ilişkisinin sözleşmesel boyutu hukuki dayanaklarıyla kapsamlı bir şekilde ele alınırken, konuya ilişkin AB perspektifi incelenmektedir. Sonuç olarak, hekim ile hasta ilişkisine tüketici hukuku perspektifinden bakılmasına ilişkin doktrinsel görüşlere yer verilerek konunun avantajlı ve dezavantajlı noktaları irdelenmektedir.
Bu çalışma, dünyada gümrük alanında iyi uygulama örneklerinden biri olarak bilinen Hollanda Gümrük İdaresi’nin (HGİ) yapay zekâ (YZ) projelerinin kurumsal altyapısını, kurumun X-Ray imajlarında otomatik anomali tespiti pilot projesinden hareketle incelemektedir. Söz konusu inceleme, kamu sektöründe bilgi sistemleri projeleri ile gelen kurumsal değişimi açıklamak için geliştirilen Teknoloji Uygulama Çerçevesi’ni (Technology Enactment Framework) (Fountain, 2001) kuramsal çerçeve olarak kullanmaktadır. Bu kapsamda, HGİ’deki YZ projelerinin tasarım ve uygulama aşamalarını kolaylaştıran politika ve yaklaşımlar, kurumsal yapılar ve personel yönetimi stratejileri gibi konular ele alınmıştır. Çalışmanın temel hedefi, halihazırda oldukça kısıtlı olan kamu sektöründe YZ girişimleri akademik literatürüne katkıda bulunmak ve YZ projelerinin tasarım ve uygulama aşamalarında kamu kurumlarının faydalanabileceği politika önerileri sunabilmektedir.
Tedarik zincirlerinin evriminin değerlendirildiği bu çalışmada tarihsel ticaret rotalarından günümüzdeki modern yapıya dönüşümü ortaya konmaktadır. Tarihte Coğrafi Keşifler ve Sanayi Devrimi ile birlikte küresel ticarette önce yeni rotaların keşfi, daha sonrasında ise üretim süreçlerindeki mekanizasyon ve standardizasyon tedarik zincirlerinin uluslararası boyutta dönüşümünü ve entegrasyonunu hızlandırmıştır. Günümüze yaklaştığımızda ise Kovid-19 salgınıyla birlikte küresel tedarik zincirlerinin kırılganlığı ve bağımlılığı ortaya çıkmış, salgın sonrasındaki yeni normal süreçte üretimde ve tedarikte yerelleşme eğilimleri, sürdürülebilir biz vizyon ile dijitalleşmenin daha etkin kullanımı dikkat çekmiştir. Çalışmanın tedarik zincirlerinin geleceğine ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı bölümünde ise yapay zekâ, otomasyon ve akıllı uygulamaların dönüşümde daha etkin rol alacağı ve veri analitiğinin tedarik zincirlerindeki öneminin artacağı değerlendirilmektedir. Çalışmanın son bölümünde ise Türkiye’nin söz konusu dönüşüm sürecindeki yeri ve önemine değinilerek teknolojiye odaklı yatırım vizyonu, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm unsurları, lojistik altyapının güçlendirilmesi ve sürdürülebilir odaklı politikaların benimsenmesinin Türkiye’nin tedarik zincirlerindeki entegrasyonunu güçlendireceği değerlendirilmektedir.
Küresel ticaret sistemi, başarılı ve istikrarlı çalışmaları sayesinde büyümüş ve çalışma alanları çeşitlenmiş büyük bir aileye benzemektedir. Bu aile, kendi başarısı ve içinde bulunduğu koşulların hızlı bir şekilde değişmesi nedenleriyle daha büyük ve daha işlevsel bir eve ihtiyaç duymakta ve mevcut evini de kapsayacak şekilde yeni bir ev inşa etme planları yapmaktadır. Bu planların önemli bir kısmının fikirsel hazırlık aşaması tamamlanmış olup, Şubat 2023’de yayımlanan Avrupa Birliği CBAM Tüzüğü, bu evin inşasında ilk kazmanın vurulması olarak değerlendirilebilir. Küresel ticaret sisteminde önümüzdeki yıllarda yaşanması beklenen köklü değişiklikleri aktarmak için bir makale yeterli olmayacaktır, ancak CBAM Tüzüğünün ve CBAM sertifika bedelinin (karbon vergisinin) detaylı bir anlatımı, gelişmelerin hangi yönde devam edeceğinin anlaşılması açısından katkı sağlayacaktır.
Türkiye’nin lojistik potansiyelinin mikro ihracat kapsamında sınır ülkelerinde oluşan e-ticaret pazarı içerisine hızlı bir şekilde ulaştırmasının ihracat hedeflerimize katkısının oldukça önemli bir yeri vardır.
Ülkemiz ticareti açısından gün geçtikçe gelişmekte olan mikro ihracat kavramının lojistik altyapımız ile birlikte ülkemizin ekonomisine katkısı günümüz ticaret anlayışının özellikle pandemi sonrası e-ticaret üzerine kaymasından dolayı gittikçe önem kazandığını söyleyebiliriz.
2022 yılı sonu itibariyle Türkiye’nin ülkelere göre yıllık ihracatının toplam içindeki paylarını incelediğimiz de ilk sırada %8,3 oran ile Almanya, ikinci sırada %6,6 ABD, üçüncü sırada ise %5,4 Irak olduğu TÜİK verilerinden anlaşılmaktadır.
En çok ihracat yaptığımız ülke sıralamasında 3.sırada yer alan Irak jeopolitik konum olarak Türkiye’nin güneyinde bir Ortadoğu ülkesidir. Irak’ın hem Türkiye’nin ihracatı için oldukça önemli bir yere sahip olması hem de Lojistik potansiyelimizin güçlü olduğu bir konumda olmasından dolayı makalemizde Türkiye’nin Irak’a ihracatı veriler ışığında incelenmiş, Mikro ihracat kapsamında Irak’a yapılacak İhracatın SWOT analizi yöntemiyle güçlü ve zayıf yönleri belirlenmiş, gelecekteki fırsat ve tehditler ortaya konulmuştur.
Yaklaşık 15 bin kilometre uzaklık, 8 saat zaman farkı ve Güney Yarımküre’de konumlanması sebebiyle Türkiye’ye dünya üzerinde belki de en uzak rotalardan biri olan Avustralya kültürel, ticari ve siyasal ilişkilerimiz bağlamında aslında bu mesafeden çok daha yakın kabul edilebilir. 2022 yılı verilerine göre iki ülke arasındaki toplam dış ticaret hacmi 2 milyar Doları geçmiştir. Ülkemiz ile Avustralya arasındaki ticari çerçevede demir-çelik ürünleri, inşaat malzemeleri, kuru meyveler ve hazır giyim-tekstil gibi öne çıkan ve ihracatta potansiyel taşıyan farklı alanlar mevcuttur. Bununla birlikte, geçmişten gelen ve iki ülke arasında yadsınamayacak bir bağ oluşturan I. Dünya Savaşı koşulları uzun soluklu ikili ilişkilerin başlangıcı ve filizlenmesine de ön ayak olmuştur. Cumhuriyetimizin 100. Yılında son beş yılın en yüksek oranı yakalanmış olup elbette istenilen düzeye henüz ulaşılmamıştır. Bu bağlamda Ticaret Bakanlığı’nın girişimleri ile başlatılan Uzak Ülkeler Stratejisi geniş açılımlara imza atarak ticari diplomaside farklı kapıların aralanmasını sağlayan çok paydaşlı bir eylem planını ihtiva etmektedir. Bu çalışmada Türkiye-Avustralya kültürel ve tarihsel ilişkileri bağlamında iki ülke arasındaki dış ticaretin genel fotoğrafı çekilerek ticari diplomasi fırsatlarına değinilecek olup orta ve uzun vadede ne tür girişimlerde bulunulabileceği tartışılacaktır.
Ticaret Uzmanları Derneği (TİUD), Ticaret Uzmanları ile Uzman Yardımcılarının dayanışma ve birlikteliğini geliştirmeyi, ortak hak ve menfaatlerini korumayı, mesleki, sosyal ve kültürel gelişimlerine katkıda bulunmayı amaçlayan bir sivil toplum kuruluşudur.