Yayın Kurulundan

Kıymetli okurlarımız,

Ticarette Uzman Görüşün yeni elektronik sayısı ile sizlerle birlikteyiz.

Bu sayımızda ağırlıklı olarak, Bakanlığımızca gerçekleştirilen ve nihai tüketiciyi doğrudan etkileyen bir takım mevzuat değişikliklerine ilişkin analizlere yer veriyoruz.

AB İthalat Kontrol Sisteminin (Import Control System ICS2) Taşımacılık Sektörüne Etkileri

avatar

Günümüzde uluslararası ticaretin kolaylaştırılması ve hızlandırılması konusunun önemi giderek artmaktadır. Uluslararası ticaretin kolaylaştırılması uygulamalarında da gümrük idarelerine önemli bir rol düşmektedir. Bu kapsamda, ulusal gümrük idareleri yeni gümrük sistemleri geliştirip uygulamaya koysa da bu alandaki önemli aktörlerden biri olan Avrupa Komisyonu, yeni sistemler oluşturmanın yanında bu sistemleri 27 üye ülke arasında koordineli olarak uygulamaya çalışmakta, “Birlik Felsefesi”ni gümrük alanında da ileri bir noktaya taşımaktadır. Bu çalışmada, bir AB elektronik gümrük sistemi olan ICS2’nin ne olduğu, işlevi ve yapısı ortaya konularak birçok ülke tarafından ortak kullanılan bir elektronik gümrük sisteminin ulusal sistemlerden ayrıştığı yönler gösterilecek, diğer taraftan ICS2’nin ilerleyen dönmelerde devreye alınacak yeni aşamalarının ülkemiz taşıyıcılarına ve taşıma işleri organizatörlerine olası etkileri değerlendirilecektir.

Alışveriş Merkezleri ve Esnaf ve Sanatkârlara Yönelik Etkileri

avatar

Son yıllarda teknolojik gelişmelerin de etkisiyle dünyamızda yaşanan değişimlerin hızı baş döndürücü bir seviyeye ulaşmıştır. Ekonomik yapı ve ticari ilişkiler de bu değişimden payını alan unsurların başında gelmektedir. Üretimden, tedarik süreçlerine, pazarlamadan satış sonrası hizmetlere kadar ticari faaliyetlerin neredeyse tüm aşamaları son yıllarda yeniden kurgulanmaktadır. Bu bağlamda, ülkemiz ekonomik yapısı içerisinde geleneksel yapıyı büyük oranda teşkil eden esnaf ve sanatkarlarımızın üretimleri ve istihdama sağladıkları katkı giderek azalan bir seyir izlese de, ekonomik ve kültürel olarak halen önemini korumaktadırlar. Ancak yukarıda çizilen çerçeve içerisinde, esnaf ve sanatkarlarımızın yaşanan değişimlere başarılı bir şekilde uyum sağlayabildiklerini söylemek maalesef mümkün değildir. Gerek yapılan çalışmalardan gerekse Bakanlığımıza çeşitli kanallardan intikal eden başvurulardan bu durumu tespit etmek mümkündür.
Esnaf ve sanatkarlarımızın günümüzde sayıları 2 milyonu aşmış olup, aileleri de hesaba katıldığında yaklaşık 10 milyon kişilik bir toplumsal kesime tekabül ettikleri değerlendirilmektedir. Dolayısıyla böylesi büyük bir kitlenin, günün koşullarına uyum sağlamalarına yardımcı olmak amacıyla desteklenmeleri hem ülke ekonomisi için hem de toplumsal yapının selameti için elzemdir.
Bu çerçevede makalede, öncelikle esnaf ve sanatkarların rekabet etmekte dezavantajlı bir konuma düştükleri, perakende sektörünün en önemli oyuncularından biri olan alışveriş merkezlerinin (AVM) ülkemizdeki ve dünyadaki tanımlarına, geçmişten günümüze gelişim süreçlerine ve onları rekabette öne çıkaran niteliklerine yer verildikten sonra, esnaf ve sanatkarların bu durum karşısında alabilecekleri aksiyonlara ilişkin önerilere yer verilmiştir.

Sürdürülebilir Tüketim Perspektifinden Avrupa Yeşil Mutabakatına Yönelik Bir Okuma

Ekonomik büyümenin artık sadece finansal verilerle ölçülmediği göz ardı edilemez bir gerçektir. Bugün, başta Avrupa olmak üzere gelişmiş ülkelerin neredeyse tamamında daha adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir stratejilerin; bir diğer deyişle karbon ayak izi daha az olan yatırımların önem kazandığı görülmektedir. Bu anlamda iklim krizine karşı daha yaşanabilir bir dünya inşa etmek, sistemi insancıl bir şekilde dönüştürme amacıyla ortaya konmuş ve üzerinde uzlaşı sağlanmış yol haritalarından biri de Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal)’dır. Bu çalışmada sürdürülebilir tüketim ve döngüsel ekonomi perspektifinden Avrupa Yeşil Mutabakatına dair bir okuma yapılacak, Mutabakat’ın Türkiye – Avrupa Birliği ilişkilerine etkileri ve Ticaret Bakanlığı’nın öncülüğünde hazırlanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı tartışılacaktır.

Yolcu Beraberi Cep Telefonu Muafiyetine İlişkin Gümrük Uygulamaları ve IMEI Kayıt Süreci

avatar

Ülkemizde cep telefonlarının yolcu beraberinde, gümrük vergilerinden muaf olarak getirilmesinin koşulları, 29/9/2009 tarihli ve 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmiştir. Bu doğrultuda, yolcu beraberi kişisel eşya muafiyeti kapsamında yer alan cep telefonlarının, üç takvim yılında bir adet ve ancak yolcu adına kayıtlı hatlarla kullanılmak koşuluyla ülkeye getirilmesi mümkündür. Söz konusu muafiyet hakkı, ticari miktar ve mahiyet arz etmemek kaydıyla, meri mevzuat hükümlerince tanımlanan yolcu sıfatını haiz kişiler tarafından, kişinin kendi kullanımı için getirilmesi halinde tanınmaktadır.

Bu kapsamda, yurt dışından yolcu beraberinde ülkeye getirilen cep telefonları, gümrük vergilerinden muaf tutulmakla birlikte, getirilen her bir cep telefonu için belirlenen maktu tutarda bandrol ücreti alınmaktadır. Diğer taraftan, söz konusu cep telefonlarının ülkede kalıcı olarak kullanıma açılması için, yolcunun, ülkeye girişinden itibaren 120 gün içerisinde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından belirlenen şartları gözeterek, IMEI (International Mobile Equipment Identity: Uluslararası Taşınabilir Cihaz Kimliği) kayıt işlemi gerçekleştirmesi gerekmektedir.

Yolcu beraberi cep telefonu muafiyetine ilişkin gümrük uygulamalarında etkili bir denetim sağlamak amacıyla, Ticaret Bakanlığı ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yürütülen teknik çalışma kapsamında, Muhafaza Entegrasyon Sistemi oluşturulmuş olup, söz konusu sistem, 1/11/2022 tarihi itibariyle tüm gümrük kapılarında kullanılmaya başlanmıştır. Muhafaza Entegrasyon Sistemi marifetiyle ülkeye gelen yolcunun muafiyet hakkının bulunup bulunmadığı sorgulanırken, yolcu ve yolcu beraberi yurt dışından ülkeye getirilen cep telefonu bilgileri programa kaydedilmektedir. Böylelikle yolcu beraberi muafiyet hakkı suiistimalinin ve muhtemel kaçakçılık faaliyetlerinin önlenmesi hedeflenmektedir.

Tüketici Hakem Heyetlerine İlişkin Yapılan Mevzuat Değişiklikleri Üzerine Bir Değerlendirme

24/3/2022 tarihli ve 7392 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un bazı hükümlerinde düzenlemeler yapılmıştır. 1/4/2022 tarihli ve 31796 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hükümlerden “tüketici hakem heyetlerine” ilişkin hükümlerin yürürlük tarihi 1/10/2022 tarihi olarak belirlenmiştir.

Bu kapsamda diğer alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına nazaran; tüketici uyuşmazlıklarının adil, hızlı, basit ve en düşük kaynakla çözümü için kolay ulaşılabilir yargı dışı karar merci olarak kurulan tüketici hakem heyetlerinde etkinlik ve verimliliği artıracak ve daha fazla tüketici işlemini kapsayacak düzenlemeler yapılmıştır. Nitekim bu düzenlemelerden en önemlisi şüphesiz; il ve ilçe tüketici hakem heyetleri arasındaki görev sınırını belirleyen parasal sınırın ortadan kaldırılması ve tek bir parasal limitin belirlenmiş olmasıdır.

Hayata geçirilen düzenlemelere ek olarak, tüketici hakem heyetlerine elektronik ortamda başvuru yapılırken ve de tüketici hakem heyetleri tarafından iş ve işlemlerin yürütülürken kullanılan Tüketici Bilgi Sisteminin (TÜBİS) kamu kaynaklarının daha etkin kullanımı amacıyla diğer kurumların alt yapısı ile entegrasyonu güçlendirilerek teknik altyapısı iyileştirilmiş, aynı zamanda tüketici hakem heyetlerinin kurumsal alt yapısının da ele alınarak yenilenme yolunda adımlar atıldığı görülmüştür.

Diğer taraftan 6502 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ile sistemsel geliştirmelerin Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğine aktarılması ve uygulamada karşılaşılan sorunların çözümü amaçlarıyla 27/11/2014 tarihli ve 29188 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği yerine yeni bir Yönetmelik hazırlanmış ve yeni Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği 21/9/2022 tarihinde yayımlanarak, 6502 sayılı Kanun’da getirilen düzenlemelerle eş zamanlı olarak 1/10/2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Son Düzenlemeler Çerçevesinde İhracat Bedellerinin Yurda Getirilmesi

avatar

1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara istinaden hazırlanan, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (İhracat Bedelleri Hakkında) (Tebliğ No: 2018-32/48) ile 4 Eylül 2018 tarihinden itibaren ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin usul ve esaslar yeniden düzenlenerek; altı ay süresince ihracat bedellerinin yurda getirilme süresi eşyanın fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçemeyecek ve söz konusu bedellerin ise en az % 80’inin bankalara satılması zorunlu hale getirilmiş idi. Tebliğ’in “Yürürlük” maddesinde yer alan 6 ay süresince geçerlidir hükmü veya süresi 3 Mart 2019 tarihli Tebliğ (Tebliğ No:2019-32/53) ile 4 Eylül 2019 tarihine (1 yıl süresince geçerlidir); 31 Ağustos 2019 tarihli Tebliğ (Tebliğ No:2019-32/55) ile de 4 Mart 2020 tarihine (18 ay geçerlidir) kadar uzatıldı. 31 Aralık 2019 tarihli Tebliğ (Tebliğ No:2019-32/56) ile yeniden bir düzenleme yapılarak; Tebliğ hükümlerinin uygulama veya yürürlük süresine ilişkin süre şartı kaldırılarak, Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedellerin ihracata aracılık eden bankaya transfer edilmesi veya getirilmesi ile yurda getirilme süresi yine fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçmemekle birlikte, bu bedellerin en az % 80’inin bir bankaya satılması zorunluluğu kaldırıldı. Ancak daha sonra Merkez Bankası tarafından İhracat Genelgesi ve Uygulama Talimatı yürürlüğe girerek; ihracat bedellerinin tasarrufunun serbest bırakıldığı ülkeler (ihracat bedellerinin yurda getirilmesinde istisna tanınan ülkeler) ve durumlar hariç olmak üzere, fiili ihraç tarihinden itibaren 180 gün içerisinde ihracat bedeli dövizin % 40’ının (18.04.2022 tarihine kadar bu oran % 25 idi) Merkez Bankasına satılmak üzere bankalara satılması zorunluluğu getirildi. Bu çalışmada; konuya ilişkin yapılan son ve yeni düzenlemeler üzerinde durulmuştur.

Kooperatifler Kanunu Değişiklikleri Sonrası Dış Denetim ve Tarım Satış Kooperatiflerinin Denetimi

avatar

2021 yılında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda yapılan değişiklikler, kooperatifler için yeni bir dönemin kapısını aralamıştır. Yapılan değişikliklerden belki de en önemlisi Ticaret Bakanlığınca belirlenen kriterlere uyan kooperatifler için getirilen dış denetim sistemidir. Dış denetime ilişkin usul ve esaslar ile denetçiler ve denetime dair detaylar ilgili bakanlıkların görüşü alınarak Ticaret Bakanlığınca çıkarılan bir yönetmelikle düzenlenmiştir. Söz konusu yeni sistem Bakanlıkça belirlenen kriterlere uyan kooperatifler ve birlikler için dış denetimi zorunlu kılarken, diğer kooperatiflerden farklı olarak hali hazırda denetim organı olmayan tarım satış kooperatifleri ile bunların bağımsız denetime tabi olmayan birlikleri için hem dış denetim hem de denetim organı işlevi görecek şekilde tasarlanmıştır.
Tasarlanan dış denetim sistemi 31/12/2022 tarihinden sonra yürürlüğe girecek olup Ticaret Bakanlığınca konuya ilişkin olarak ikincil mevzuat çalışmaları ile geçiş için gerekli diğer hazırlıklar yürütülmektedir. Yapılan değişiklikler ışığında yakın gelecekte gerek tarım satış kooperatifleri gerekse diğer kooperatifler ve birlikler için denetim niteliğinin gözle görülür derecede artması beklenmektedir.