Yeni Yönetim Kurulu olarak yeni adıyla Ticaret Uzmanları Derneğimizin yayın organı ile gümrük, iç ve dış ticaret konularında önemli bir başvuru kaynağı olan “Ticarette Uzman Görüş” e-Dergimizin, yeni sayısı ile karşınızdayız.
Yeni Batı Mah. Palandöken Cad. No: 92 Yenimahalle/ANKARA
Yeni Yönetim Kurulu olarak yeni adıyla Ticaret Uzmanları Derneğimizin yayın organı ile gümrük, iç ve dış ticaret konularında önemli bir başvuru kaynağı olan “Ticarette Uzman Görüş” e-Dergimizin, yeni sayısı ile karşınızdayız.
Değerli okurlar,
Derneğimizin geleneksel yayını olan dergimizin yeni bir elektronik sayısı ile sizlerle birlikteyiz.
KÜRESEL EKONOMİ Bugün, dünyanın tüm önemli coğrafyalarında siyasi, ekonomik ve sosyal değişimlerin yaşandığı çok kritik bir süreçten geçmekteyiz. Sınır komşularımızdan, […]
Hayatın hemen her alanında olduğu gibi ekonomi ve uluslararası ticarette de önemli değişimlere sebep olan Covid-19 salgını ile birlikte kapasite sınırları, üretim darboğazları, küresel ölçekteki tedarik sorunları, hızla artan lojistik maliyetleri dünya ticaretinde önemli değişikliklere yol açmış, bu değişiklikler küresel tedarik zincirleri (KTZ) üzerindeki baskıyı da artırarak önemli yapısal değişiklik ihtiyaçlarına kapı aralamıştır. Bu makalede, salgın ve küresel tedarik zincirleri arasındaki ilişki irdelenerek salgınla birlikte küresel tedarik zincirlerinde yaşanan temel değişimler ve gelecek beklentileri ele alınmıştır.
Uygunluk değerlendirme faaliyetleri sonucu bir ürün, hizmet, kişi veya yönetim sistemi için düzenlenen uygunluk beyanının/belgesinin ulusal ve uluslararası alanda kabul görmüş nesnel ve teknik kriterler esas alınarak düzenlenmesi sağlamak, bu tip beyanlara konu ürün ve hizmetlere yönelik piyasa gözetimi faaliyeti yürüten kamu organları için kritik bir politika alanıdır. Kamu sağlığının temini ve çevrenin korunması gibi temel ilkeler ışığında düşünülecek olursa bu konu, uygunluk beyanlarına konu olan ürün ve hizmetlere ulaşan nihai tüketiciler için daha büyük bir anlam ifade edecektir. Yürütülen uygunluk değerlendirme faaliyetlerinin tarafsız, yetkin ve tutarlı bir çerçevede gerçekleştirilmesi için istifade edilecek en etkin araç olarak karşımıza ülkemizde bir kamu hizmeti hüviyetinde olan akreditasyon çıkmaktadır.
ATA Karnesi, geçici ithalat ve geçici ihracat işlemlerinin kolaylaştırılmasına dönük olarak kullanılan ve uluslararası geçerliliği olan bir belgedir. Karne kapsamındaki işlemler, ATA Karnesi Sözleşmesi ve Geçici İthalat Sözleşmesine taraf olan ülkeler arasında kağıt ortamında gerçekleştirilmekle birlikte, Dünya Gümrük Örgütü tarafından bu işlemlerin ülkeler arasında elektronik olarak yapılmasına dönük çalışmalar yürütülmektedir. Ülkemizde de uluslararası çalışmalara ek olarak ATA Karnesi işlemlerinin gümrük idarelerinde daha hızlı gerçekleştirilebilmesi, gümrük idareleri üzerindeki kağıt ortamında yapılan işlemlerin azaltılması ve işlemlerin elektronik olarak takip edilebilmesini teminen ulusal düzeyde elektronik ATA Karnesi çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, uluslararası alanda yapılan çalışmalar da dikkate alınarak ülkemiz elektronik ATA Karnesine ilişkin uygulamayı değerlendirmektir.
Tüketicilerin gıda, temizlik ürünleri, kişisel bakım, aksesuar gibi günlük hayatını kolaylaştıran ve temel ihtiyaç maddeleri sınıfına giren bu türden ürünleri satın aldığı fiziksel marketler bugünün ihtiyaçları doğrultusunda ve dijitalleşmenin de hız kazanmasıyla yönünü sanal ortama doğru çevirmektedir. Tüm dünyayı kısa sürede etkisi altına alan Covid-19 salgını sürecinde daha güçlü bir alternatif olarak karşımıza çıkan online marketlerin yükselişi hem tüketicilerin beğeni ve beklentilerini anlamak hem de ülkemizde hala önemli birer ekonomik aktör olarak varlığını sürdüren esnaf ve sanatkârlara yeni bir model teşkil etme potansiyeli açısından önemli bir konudur. Bu çalışmada dijitalleşme ve dijitale adaptasyon kavramları bağlamında elektronik perakendeciliğin en bilinen örneklerinden olan ve pandemi döneminde giderek yükselişe geçen online market uygulamaları tartışılacaktır.
Kıymetli maden ithalatı ve yolcu beraberinde getirilebilecek altın miktarına ilişkin mevzuatta veya düzenlemelerde önemli değişiklikler yapıldı. 20.02.1930 tarihli ve 1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun uyarınca, 07.08.1989 tarihli ve 89/14391 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar ve bu Karara istinaden hazırlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’de yapılan değişiklik ile yolcu beraberinde yurda getirilecek standart işlenmemiş altına ilişkin işlemlerve/veyastandart ve standart dışı işlenmemiş kıymetli maden ithalatına ilişkinusul ve esaslar yeniden belirlenmiş veya düzenlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan ve yurda giriş tarihinde 18 yaşını doldurmuş olan yolcuların beraberlerinde bir takvim yılı içerisinde en fazla 5 kilogram ağırlığında kendilerine ait olan standart işlenmemiş altını yurda getirmeleri önce serbest bırakılmıştı. Ancak daha sonra yapılan düzenlemelerle, yolculara tanınan bu hak kaldırıldı. Bu çalışmada; bu ve benzer diğer konulara ilişkin yapılan son ve yeni düzenlemeler üzerinde durulmuştur.
Covid-19 salgını, arz ve talebi aynı zamanda uluslararası tedarik zincirini etkileyerek ekonomi üzerinde olumsuz bir sonuç doğurmuştur. Gümrük alanında İdareler, salgın ile mücadele kapsamında kritik eşyaların ithalatının kolaylaştırılması, gümrük işlemlerinin basitleştirilmesi ve iş sürekliliğinin geliştirilmesi gibi açılardan bir dizi önlemler almışlardır. Bu çalışmada, salgının etkilerini azaltmak amacıyla 30 farklı ülkede gümrük alanında alınan vergisel tedbirler üzerinde durulmuştur.
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3’üncü maddesinde kaçakçılıkla mücadele kapsamında suç olarak tanımlanan fiiller ve yaptırımları bulunmaktadır. Mezkûr maddenin ikinci fıkrasında eşyayı, aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin ülkeye sokan kişinin, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmektedir. Düzenleme kapsamındaki aldatıcı işlem ve davranış kavramı, 2014 yılında yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 89’uncu maddesiyle 5607 sayılı Kanun m. 3/2’ye derç edilmiştir. Değişiklik öncesi düzenlemede “sahte belge kullanmak suretiyle” ifadesi yer almakta olup, kanun koyucu tarafından söz konusu değişikliğin gerekçesi “…Diğer yandan, kaçakçılık suçunun unsurlarında yer alan hükümler nedeniyle kaçakçılık fiilleri dar yorumlanmakta ve bazı kaçaklık eylemlerinin cezasız kaldığı eleştirileri yapılmaktadır.” ifadeleriyle izah edilmiştir. Bu çalışmada öncelikli olarak kavramın içeriği açıklanmaya çalışılacak olup, öğreti ve yargının konu hakkındaki bakış açısı yansıtılacaktır. Aldatıcılık niteliğinin kimin açısından dikkate alınacağı ve ne derecede olması gerektiği çalışmanın dayanak noktalarını teşkil etmektedir.
Ticaret Uzmanları Derneği (TİUD), Ticaret Uzmanları ile Uzman Yardımcılarının dayanışma ve birlikteliğini geliştirmeyi, ortak hak ve menfaatlerini korumayı, mesleki, sosyal ve kültürel gelişimlerine katkıda bulunmayı amaçlayan bir sivil toplum kuruluşudur.