Aktörler, Kurumlar ve Stratejiler Bağlamında Türk Ticari Diplomasi Faaliyetleri: Asya-Pasifik Bölgesi Örneği

Diplomasi uluslararası ticaret ve yatırım alanlarında önemli bir fonksiyona sahiptir. Geleneksel diplomasinin ciddi bir değişime uğradığı günümüz dünyasında ülkelerinin önceliklerine, teknolojik gelişim ve ihtiyaçlara, ticaret sistemindeki dönüşüme ve artan rekabet şartlarına göre diplomasisini yeniden yapılandıran devletlerin küresel ekonomide daha fazla güce sahip olduğu görülmektedir. Bu açıdan Türkiye ekonomisi için strateji ve küresel rekabette öne çıkan sektör ve ürün gruplarının tespit edilerek, bu sektör ve ürün gruplarının doğru diplomasi kanallarıyla uluslararası ticarete ve yatırıma konu edilmesi büyük önem arz etmektedir. Kamu ve özel sektördeki farklı aktörler tarafından ülkeler arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi, sorunların çözülmesi ve bir ülkenin dışarıdan yatırım çekmesini teminen gerçekleştirilen faaliyetler olarak tanımlanabilecek ticari diplomasi küresel pazarlardaki ihracat hedeflerini yakalamak ve geliştirmek için en sık kullanılan araçlardan biridir. Bu çalışmada kavramsal çerçeve ve alan yazında kullanılış biçiminin ele alınmasının ardından aktörler ve kurumlar bağlamında Türk ticari diplomasi faaliyetleri Asya-Pasifik bölgesi örneği üzerinden değerlendirilecek olup belirlenen 13 ülke bakımından Türkiye’nin dış ticaret ve yurt dışı temsilciliklerine ilişkin veriler ışığında geleneksel pazarlar yerine rotanın çevrildiği yeni hedef pazarlara yönelik politika ve stratejiler tartışılacaktır.

İhracat Vizyonumuzda En Uzak Rota: Avustralya

Yaklaşık 15 bin kilometre uzaklık, 8 saat zaman farkı ve Güney Yarımküre’de konumlanması sebebiyle Türkiye’ye dünya üzerinde belki de en uzak rotalardan biri olan Avustralya kültürel, ticari ve siyasal ilişkilerimiz bağlamında aslında bu mesafeden çok daha yakın kabul edilebilir. 2022 yılı verilerine göre iki ülke arasındaki toplam dış ticaret hacmi 2 milyar Doları geçmiştir. Ülkemiz ile Avustralya arasındaki ticari çerçevede demir-çelik ürünleri, inşaat malzemeleri, kuru meyveler ve hazır giyim-tekstil gibi öne çıkan ve ihracatta potansiyel taşıyan farklı alanlar mevcuttur. Bununla birlikte, geçmişten gelen ve iki ülke arasında yadsınamayacak bir bağ oluşturan I. Dünya Savaşı koşulları uzun soluklu ikili ilişkilerin başlangıcı ve filizlenmesine de ön ayak olmuştur. Cumhuriyetimizin 100. Yılında son beş yılın en yüksek oranı yakalanmış olup elbette istenilen düzeye henüz ulaşılmamıştır. Bu bağlamda Ticaret Bakanlığı’nın girişimleri ile başlatılan Uzak Ülkeler Stratejisi geniş açılımlara imza atarak ticari diplomaside farklı kapıların aralanmasını sağlayan çok paydaşlı bir eylem planını ihtiva etmektedir. Bu çalışmada Türkiye-Avustralya kültürel ve tarihsel ilişkileri bağlamında iki ülke arasındaki dış ticaretin genel fotoğrafı çekilerek ticari diplomasi fırsatlarına değinilecek olup orta ve uzun vadede ne tür girişimlerde bulunulabileceği tartışılacaktır.

Yenilenmiş Ürün ve Tüketici: Güncel Gelişmeler Işığında İlgili Yasal Düzenlemeler

Tüketim ve talebin gün geçtikçe artması ile birlikte kullanılmış bir ürünü satmak ve bir şekilde elinden çıkarmak isteyip bunu sağlayabilecek güvenilir bir kanal bulamayan tüketicilerin elinde bulunan cihazlar için ertelenmiş bir talep olduğu aşikardır. Ayrıca bugün reel ekonomik düzen içinde ikinci el pazarlar da en az birinci el pazarlar kadar kritik noktaya gelmiştir. İlgili kamu otoritelerinin iş birliği sayesinde tüketicinin güven ve ekonomik çıkarı zedelenmeden bu konuda atılabilecek adımlar somut bir çerçeveye oturtulmuştur. Tüketicinin yenilenmiş ürün ile “sağlıklı” bir şekilde buluşmasına dair esasları düzenleyen ilgili yönetmelik 2020 yılında yürürlüğe girmiş ve bir yıl sonra yeniden gözden geçirilerek birtakım iyileştirici düzenlemeler yapılmıştır. Nisan 2023 tarihinde ise halihazırdaki ürünlerin skalasının genişletilmesi bakımından mevzuatımızda değişiklik gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, tüketicinin değişen tercihleri ile beraber ikinci el ürünlere yönelim ve yenilenmiş ürün kavramının ele alınması ve konu ile ilgili yasal düzenlemelere yönelik güncel bir bakış sunulması amaçlanmaktadır.

Sürdürülebilir Tüketim Perspektifinden Avrupa Yeşil Mutabakatına Yönelik Bir Okuma

Ekonomik büyümenin artık sadece finansal verilerle ölçülmediği göz ardı edilemez bir gerçektir. Bugün, başta Avrupa olmak üzere gelişmiş ülkelerin neredeyse tamamında daha adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir stratejilerin; bir diğer deyişle karbon ayak izi daha az olan yatırımların önem kazandığı görülmektedir. Bu anlamda iklim krizine karşı daha yaşanabilir bir dünya inşa etmek, sistemi insancıl bir şekilde dönüştürme amacıyla ortaya konmuş ve üzerinde uzlaşı sağlanmış yol haritalarından biri de Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal)’dır. Bu çalışmada sürdürülebilir tüketim ve döngüsel ekonomi perspektifinden Avrupa Yeşil Mutabakatına dair bir okuma yapılacak, Mutabakat’ın Türkiye – Avrupa Birliği ilişkilerine etkileri ve Ticaret Bakanlığı’nın öncülüğünde hazırlanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı tartışılacaktır.

Covid-19 Salgını ve Online Market Uygulamalarının Yükselişi

Tüketicilerin gıda, temizlik ürünleri, kişisel bakım, aksesuar gibi günlük hayatını kolaylaştıran ve temel ihtiyaç maddeleri sınıfına giren bu türden ürünleri satın aldığı fiziksel marketler bugünün ihtiyaçları doğrultusunda ve dijitalleşmenin de hız kazanmasıyla yönünü sanal ortama doğru çevirmektedir. Tüm dünyayı kısa sürede etkisi altına alan Covid-19 salgını sürecinde daha güçlü bir alternatif olarak karşımıza çıkan online marketlerin yükselişi hem tüketicilerin beğeni ve beklentilerini anlamak hem de ülkemizde hala önemli birer ekonomik aktör olarak varlığını sürdüren esnaf ve sanatkârlara yeni bir model teşkil etme potansiyeli açısından önemli bir konudur. Bu çalışmada dijitalleşme ve dijitale adaptasyon kavramları bağlamında elektronik perakendeciliğin en bilinen örneklerinden olan ve pandemi döneminde giderek yükselişe geçen online market uygulamaları tartışılacaktır.